İçimde bir çocuk, yalın ayak koşuyor yaşlılığa doğru, binlerce kez yenilmiş umut ölülerini çiğneyerek.
sahi yaÅŸlılık, derin bir iç çekiÅŸ, yanılmış bir çocukluk olmasın ömür hanım?”(Şükrü ErbaÅŸ)
♥♥♥
YaÅŸlılar ve çocuklar birbirine ne kadar da benziyor. Akıllarına geleni hemen söylemeleri biraz muzip ve biraz saf olmaları sevimli yapıyor onları…Çok yakınımda yaÅŸlılığa adım atmış insanlar var.Onlarla konuÅŸurken içime bir hüzün basıyor istemeden.Gençliklerini bilmesem o gümbür gümbür hallerini hatırlamasam belki de bu derece üzülmezdim.YokuÅŸu koÅŸarak çıkarken bir zamanlar düz yolda dinlene dinlene yürümek biraz önce söylediÄŸini unutup 20 yıl önceki anıyı en ince detayına kadar hatırlamak, çabucak alınıvermek..Mevsimlerden sonbaharı ,renklerden sarıyı,günlerden pazartesiyi hatırlatıyorlar bana….KoÅŸmak, uzaklaÅŸmak,yoklarmış gibi davranmak istiyorum.Belkide gelecekteki yüzümü gördüğüm için telaÅŸlanıyorum.Muzip bir ifadeyle”Hala öğreneceÄŸin bir ÅŸeyler var” der gibi bakıyorlar yüzüme…Sonra mıknatıs misali çekiyorlar beni kendilerine… Dizlerine uzanıp ellerini sıkı sıkı tutmak istiyorum bu ULU ÇINARLARIN…
NOT:Bu cümleleri yazmama vesile olan ”Sevgili dostum Emine” tam üç yıldır yatalak annesine bir bebek ÅŸefkati ve sevgisiyle bakıyor oflamadan ÅŸikayet etmeden ve Geceleri kalkıp nefesini dinliyor kaybetme korkusuyla…
Denyas Adige