Geçenlerde katıldığım bir toplantıda konuşmacı, salondakilere; ” Biliyormusunuz? İnsanoğlunun kıskanmadığı, kendisini geçmesinden rahatsız olmadığı tek varlık nedir?” sorusunu sordu ve bir süre bekledikten sonra ” Kendi çocuğu” cevabını verdi. Örnekler peşi sıra geldi;
İyi bir komşum olsun ama benim arabamdan daha lüks bir arabaya binmesin.
İyi bir arkadaşım olsun ama benden yüksek not almasın.
İyi bir rakibim olsun ama benden çok kazanmasın. vs. vs.
YA ÇOCUKLARIMIZ SÖZ KONUSU OLUNCA…
Çocuklarımız;
bizden daha iyi okullarda okusunlar,
bizden daha başarılı olsunlar,
bizden daha aktif ve sosyal olabilsinler,
bizden daha çok sevilebilsinler,
bizden daha iyi bir işleri ve gelirileri olsun. vb.
Evet bunları her anne ve baba ister. Canı gönülden ister. Ama bunları isterken onları biryarış atına dönüştürmeden, makineleştirmeden, baskılarla hayatlarını zindan etmeden, onları hırslarımıza kurban etmeden.
Farkında mısınız bilmiyorum? Onlar şimdi bile birçok konuda bizi geçtiler. Örneğin bilgisayarı bizden daha iyi kullanabiliyor, bir müzik aleti çalabiliyor veya daha iyi derecede yabancı bir dili konuşabiliyor, toplum karşısında bizden daha rahat kendilerini ifade ediyor olabilirler. Bence yapmamız gereken şey onlara sevgiyle destek olamak. Gerisini onlar halleder.
“Dondurmam Gaymak” filminde Dondurmacı Ali Usta ailesiyle her tartışmasının finalini şöyle bağırarak bitiriyordu; “Bi cinnet her şeyi halleder.”
Gelin biz tersini söyleyelim.
” SEVGİ HER ŞEYİ HALLEDER”
Çocuklarımız herşeyin en iyisi olsunlar ama insan olmayıda unutmasınlar(Fatih sende ne cevherler varmış)