Kızım ”benim hiç köyüm olmadı” diye sık sık hayıflanıyor.İnsanın köyünün olması duygu olarak bize ne katar ki?Bak şimdi canım istedi bir köye gitsek ama fazla uzak olmasa, çatısında uydu bulunmasa ,duvarları kerpiçten olsa, içinden dere geçse şırıl şırıl… Güleç yüzlü beyaz tülbentli teyzeler sıcak köy ekmeğiyle tulum peyniri ikram etseler bize. Kuzine sobasında odunlar yansa çıtır çıtır..Geceleri köpek ulumaları duyulsa uzaklardan… Yün yorganlara sarılıp korkunç masallar anlatsak birbirimize…Sabahları, unuttuğumuz horozun tiz sesiyle uyansak, yeni sağılmış süte kovandan alınmış balı karıştırsak.Kümesten yumurtayı kendi elimizle çıkarsak.Traktörün kasasında köylü kızlarla birlikte tarlaya giderken, türküler söylesek…Sabahın ayazı elimizi yüzümüzü keserken içimizi tarhana çorbası ısıtsa .Köy kahvesinde yeni demlenmiş tavşan kanı çay içsek…Ayakkabılarımızı çıkarıp toprağa bassak,avucumuza alıp koklasak güzel- çirkin ,iyi -kötü ne varsa doğal olan… Güneş ruhumuzu ısıtsa… Telefonlar çekmese, kurallar silinse dilimizden; geliveğsek,gidiveğsek, hadin gari desek, sonra dönsek bizi yoran ,üzen şehre…
hem annemi hem babamı, ben köyümü özledim