Bir subayın oğlu Kemal Sunal’ın filmlerini izleyerek büyümüş. Vaktini spor yaparak geçirmiş. sonunda demiş ki:”Benim para kazanmam lazım. Ama nasıl?” Bu soruyu kendine sorduğunda (müzik ile kickbox) Beat-it tekniği üzerinde araştırmalar yapmış. Bir de zihnini zorlayıp izlediği şark bülbülü filmindeki mazlum karakterini kendisiyle özleştirmiş. Kendine verdiği cevap ne olmuş? “Ben neden dayak yiyerek para kanmayayım” olmuş 🙂 Evet uzun sürelerdir dayak yiyerek para kazan iş erbaapları var. Dublörler var. Adamlar profesyonel ve çok tehlikeli işelerin altına imza atıyorlar. Ama hepsi de isimsiz kahramanlar. Bu yeterli olamayacaktır. Daha original bir fikir bulmalıdır. Neden mazlum karekteri gerçek olmasın? Neden insalar stres atmanın en kolay yolu olan kırarak, döverek  rahatlamasınlar? İşte insanlara bunu verebilmeliydi. Tabii ki makul bir ücret karşılığında… Velakin karşısında çözmesi gereken bir engel daha vardı. O da prestij. Yapacağı işe öyle bir hava katmalıydı ki insanlar duyduklarında etkilenmeli, yaptığı işe saygı duymalı ve “hımm bu adam bu işin erbaabı” demelidirler. Bunun için bir isim bulmak gerekirdi yapacağı işe… Günümüzün modası olmuş “KOÇLUK” sözcüğünü kullanmak onun için bir çıkış yolu olacaktı. Hayat koçu, yaşam koçu, iş koçu, eğitim koçu var da neden ster koçu olmasın? O da sters koçu olurdu. Fiyakalı gözüküyordu bu isim. Şamaroğlanı deseydi kim takardı kendisini acaba. Veya “Mazlumu döv, rahatla LTD. ŞTİ.” 🙂

Tabii reklamını da yapmalı. Anahaber bültenlerinde şovunu yapacak, ücretini açıklayacak, hatta bir kaç ünlü de bana stres atmaya geliyor demeyide unutmayacak. İnternet sitesini de yaptı mı tamam…